Süre: 00:14:12 | Tür : Siyaset
Bu kaynaklar, kadınlara yönelik şiddeti ve onun en uç noktası olan kadın cinayetlerini (femicide) hem küresel bir insan hakları ve halk sağlığı krizi hem de sistemik bir sorun olarak incelemektedir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) gibi uluslararası kurumlar, toplumsal cinsiyete dayalı cinayetlerin doğru şekilde ölçülmesi ve istatistiksel çerçevenin uygulanması amacıyla toplantılar düzenleyerek veri tutarlılığını artırma çabalarını göstermektedir. Akademik analizler, aile içi şiddet, cinsel şiddet ve erken evlilik gibi şiddet türlerinin kadınların zihinsel ve fiziksel sağlığı üzerindeki yıkıcı etkilerini vurgulamakta ve mevcut önleme politikalarının yetersizliğini belirtmektedir. Türkiye bağlamında, metinler İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası hukuki araçların kabul edilmesinin, 6284 sayılı Yasa ile önemli kazanımlar sağlamasına rağmen, bu koruyucu yasaların yürütme mercileri tarafından kurumsal ataerkil dirençle karşılaştığını detaylandırmaktadır. Ek olarak, yayınlar Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ile işbirliği içinde hazırlanan raporlarla ulusal düzeydeki şiddet ve güvenlik istatistiklerinin önemine dikkat çekmektedir. Genel olarak, bu metinler şiddetin kökeninin cinsiyet eşitsizliğine dayandığını ve etkili çözümler için kapsamlı, çok aktörlü stratejiler gerektiğini savunmaktadır.